Tarih araştırmacıları genelde, gündelik hayatlarında da bir sorgulama ve arayış 
içerisinde olurlar. Üzerinde çalıştıkları veya sorguladıkları veya daha önceden çalışmış 
oldukları bir konu hakkında kafalarında oluşmuş ve bir türlü cevaplayamadıkları bazı 
sorulara cevap bulabilmek için belge ve bilgi peşinde koşarlar. Bazen de, nadiren de olsa, tam 
aksine, belgeler onlara doğru koşar veya çarpar. Geçmişte tam aydınlatılamamış bir hadise, 
şahıs, süreç veya bir zaman kesitiyle ilgili belge veya belgeler tarihçiyi adeta arar bulur.  
Bu çalışmanın asıl konusunu oluşturan Hâtırât-ı Esâret de, belirtildiği gibi 
araştırıcısını kendisi bulmuştur. Hâtırât-ı Esâret, I. Dünya Harbi’nde İngilizler’in, harbin 
cerayan ettiği cephelerde, özellikle de Çanakkale’de elde ettiği ve Kıbrıs adasında kurmuş